Yıllar önce Hukuk Fakültesini bitirip Samsun’a geldiğimde , çeşitli sosyal ortamlarda tanıdığım, ancak; kendisini serseri zannettiğim bazı insanlarla ,ait olduğu mesleği yaparken karşılaştığımda, haklarında böyle düşündüğüm için çok utanmıştım. Bu insanlar makam sahibi, para sahibi ve sosyal mevki sahibi insanlardı. Hepsi , az çok dindardı. Ancak; bunlarda bir şey vardı ki, beni çok sessiz ve derinden rahatsız ediyordu. Bunlarda eksik olan şey, aile terbiyesiydi. Hepsi, çeşitli terbiyelerden geçmiş, eğitimini tamamlamış, kariyerli insanlardı. Ancak, aile terbiyesinin yerine ikame ettikleri, cemaat terbiyesi üzerlerinde sırıtıyordu. O gün anladım ki, insanı hayata hazırlayan en büyük okul ailedir. Hangi okulu bitirirseniz bitirin, hangi eğitimi alırsanız alın ,arkanızda aileniz yoksa, aldığınız eğitim bitirdiğiniz okul, üzerinize aldığınız emanet ceket gibi duracaktır…
Dün ,ailelerinden alınarak cemaat ve cemiyetlere terk ve teslim edilmiş Türk nesilleri, bugün ise kafe ve kafeterya kültürüne bırakılmış kimsesiz çocuklar gibidirler. Sabahtan akşama kadar 7’den 77’ye, kıytırık bir kafenin köşesinde, hiçbir şey üretmeksizin dedikodu ile vakit geçiren ancak; her şeyi bildiğini zanneden eğitime, öğrenime kapalı uyuşmuş beyinler ve aile terbiyesinden yoksun nesiller, süratle peşimizden gelmektedir. Bunları görünce ,aynen aile terbiyesinden yoksun cemaat terbiyesi ile büyümüş nesillerin, diğer uçtaki versiyonunu görmüş olmakla ,dengesini yitirmiş bir toplum içinde olduğumuzu öğrenmiş bulunuyoruz.
Aile, kültürün üreticisi, taşıyıcısı ve aktarıcısı olan en büyük ve en önemli kurumdur. Ailede alınamayan eğitim, görgü ve kültür hiçbir yerde alınması mümkün değildir. Türk toplumu ,yemek yeme alışkanlığı, sohbet etme davranışı ve eğlence biçimi ile kapitalist ve emperyal güçlerin çok ciddi saldırısı altındadır. İlerleyen günlerde toplumumuzun folklorik ve kültürel davranışlarına sahip olamazsak ve aile terbiyesiyle bu gidişe bir dur diyemezsek ,toplum yapımızın çok ciddi bir şekilde dejenere olduğunu ve uluslar arası güçlere açıldığını , maalesef müşahade etmiş olacağız.
Önümüzdeki günlerde ,sadece telezzüz hissinin peşinden koşan ancak; hiçbir sorumluluk üstlenmek istemeyen, sevdaları bile anlık olan, anı değerlendirme peşinde bulunan, yeni ailesiz ve milliyetsiz bir nesil ile karşılaşmış olacağız. Kendini hiçbir şeye ait hissetmeyen, sorumluluk üstlenemeyen, her şeyden korkan , kaçan ve günü birlik yaşayan inançsız bir insan grubuyla karşı karşıya kalacağız.
Evinin içinde kaybettiği her şeyi , evinin dışında arayan değil , her türlü saadet ve huzuru yine; evinde bulan genç , dinamik ve bilgili, hamiyetperver bir nesil sokakta değil , şefkatli annelerin kucağında ve akıllı babalarının gözünün önünde yetişecektir.
Çünkü ; ailenin yerine , hiçbir şey konulamayacaktır.
Herkese selam ve saygılarımla…
*Yazıda geçen inançsız tabiri ( dini inançla ilgili değildir. )